CDS NEDİR VE NEDEN ARTAR?
CDS (Credit Default Swap) elinde tahvil vb. finansal bir varlık bulunduran kişinin, vade
sonundaki alacağının belirli bir bedel karşılığında ödenmeme riskine karşı
kendisini koruduğu bir finansal enstrümandır; kontrattır; alacağın temerrüt
ihtimaline karşı yaptığı sigortadır. Bu sebeple bu risk için ödenen sigorta
bedeline CDS Primi denmektedir. Her 100 puanlık CDS %1 riske denk gelmektedir.
Bakıldığında;
arabanıza kasko yaptırmak gibi bir şey, eğer siz yeni bir şoförseniz, alkollü
araç sürüyorsanız, kaza geçmişiniz var ise yada kaza yapma ihtimaliniz yüksek
ise kasko priminiz yüksek çıkacaktır. CDS de finansal varlıkların kaskosudur.
Örneğin;
100.000 TL karşılığı elinizde (tahvil,bono,hisse vs) olduğunu düşünelim bu varlıkların
temerrüt riskine karşı sigortalamak istediğinizde CDS 100 puan ise %1 lik bir
sigorta primi ödersiniz. CDS 500 ise %5 lik bir sigorta primi ödemek durumunda
kalırsınız. CDS belirli riskler ve beklentiler ile artıp azalabilir.
Daha
basit anlatımıyla; A kişisine borç verdiğinizi düşünün. B kişisinin ise bu
borcun ödeneceği konusunda “sizden peşinen –bugünden- alacağı bir ücret şartıyla”
kefil olduğunu, eğer borç ödenmezse size A nın borcunu B nin ödeyeceğini varsayalım. Bu işleme CDS denirken, sizin B kişisine ödemeniz gereken ücrete
CDS primi denmektedir.
Peki,
finansal piyasalarda uzun süredir var olan bu CDS primi neden son zamanlarda bizim
ülkemizde sıkça konuşulur oldu?
Çünkü; 2019 Mayıs ayında Türkiye'nin 5 yıllık CDS primi 500 ün
üzerine çıktı. (genelde 5 yıllık konuşulur, 10 yıllığı da vardır) Bu %5 risk primi ödenmesi anlamına geliyor. Elinizdeki bir Türk finansal
varlığını sigortalamaya kalktığınızda %5 bedel ödemek durumundasınız anlamına
geliyor, ülke riskimizin arttığı, yatırımcının algısında temerrüt riskinin
yükseldiği sonucu çıkıyor. Venezuela ve Arjantin'den sonra en riskli görülen
3-4 ülkeden biri konumuna geldik.
Türkiye’den
devlet tahvili alan bir yatırımcı bunu garanti altına almak istiyorsa CDS firmalarına
yaklaşık %5 prim ödemek durumunda kalıyor. CDS primlerinin yüksekliği
devletlerin borçlanma maliyetlerini de yükseltiyor. Çünkü siz devlet olarak
tahvil ihraç etmeye kalktığınızda yatırımcı bunu garantiye almak için %5 sigortaya
prim ödeyeceğini ve yatırımına kayıp/peşin sigorta maliyeti ile başlayacağını
biliyor. Gidip sigortalatmasa bile hesaplamalarında bunu göz önüne alıyor,
sigortalatıp sigortalatmamak kendi risk algısıyla ilgili bir durum, daha fazla
risk alıp daha fazla kazanmak amacında olabilir ve bu sebeple sigortalatmak istemeyebilir. Yakın zamandan bir örnek; En
son yabancılara eurbond ihracımız %7 seviyesinde olmuştu, CDS in en yalın
etkisidir. Yüksek bir borçlanmadır.
Peki CDS
neden yükseliyor;
1-Bölgesel
ve Yönetimsel Riskler , Demokrasideki ve Hukuk Düzenindeki Kaygılar
2-Ekonomik
Verilerdeki Bozulma, Finansal Piyasaların İstikrarsızlığı
3-Ödemeler
Dengesindeki Bozulma, Reel olmayan iyimser tablolar, Piyasa Müdahaleleri
4-Bütçe
Sorunları, Borçlanma İhtiyacı ve Yüksek Borçlanma
5-Kötüye
giden; Büyüme ve İşsizlik Rakamları, Sanayi Rakamları, Ekonomi Güven Endeksindeki Gerileme, Yatırımların Azalması, Seçim Ekonomisi, Popülizm
6-Derecelendirme
kuruluşlarının kredi notunu düşürmesi ve negatif açıklamaları/beklentileri
7-Yabancı
yatırımcının tahvil ve hisse piyasasından çıkması/satış yapması
8-Döviz
kurundaki hareketlilik / Serbest piyasa ekonomisine ters kararlar ve düzenlemeler
9-Konut
ekonomisi (İspanya daha önce benzerini yaşadı)
10-En
önemlisi GÜVEN (Döviz vergisi, Dövize Valör, Döviz alımına ilişkin söylemler)
Yaklaşık
2 yıldır süren seçim süreçlerimiz ve seçim ekonomisi finansal verilerde ve
gündemde kimi bozulmalara sebebiyet verdi. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile başlayan
ve hala yerel seçim ve ertelenen İstanbul seçimiyle devam eden, hemen hemen 2-3
yıldır bitmeyen bir seçim maratonumuz var. Onun öncesinde de 15 Temmuz darbe
teşebbüsü ile piyasalar sarsılmıştı. Yine dış politikada uzayan ve bitmeyen bir
Suriye konusu, Rusya ile ilişkiler, ABD ile git gel halinde olan gerilimli
iletişim piyasaları olumsuz etkiliyor.
Konu
başlıklarıyla sıralandığında çok da kolay olmayan bir piyasa var karşımızda;
15
Temmuz darbe girişimi, Rus uçağının düşürülmesi, Rus elçisinin vurulması,
Cumhurbaşkanlığı sistem değişikliği, yerel seçimler, terör, rahip olayı, Kaşıkçı
cinayeti, kur hareketleri, faiz artışları, Suriye-Rusya-ABD dış politika
sorunları, S400, Patriot, F35, Halkbank davası, İran yaptırımları, Akdeniz de
doğalgaz arama sorunları, seçim iptali...
Şöyle sırasıyla bakınca yatırımcı gözüyle pek de olumlu bir gündem gibi durmuyor, işte bütün bunların sonucu güvenin azalması ile CDS primimiz yükseliyor. CDS primi yükselmesi ile yabancı yatırımcı tahvil ve hisse senedi satıyor, sıcak para getirmiyor, uzun vadeli yatırım yapmıyor. İçeride ise bizde vatandaş ve yerli yatırımcı olarak aynı motivasyonla paramız varsa korumaya çalışıyoruz, yoksa düşük borçlanarak mümkünse harcamayarak tasarruf etmeye çalışıyoruz. Belirsizlik yerli yada yabancı yatırımcı olmakla ilgili değil, belirsizlik paranın sevmediği bir ortam ve bu ortamdan kurtulmadığımız sürece paranın ve ekonominin olduğu her alan sorunlar yaşamaya devam edecektir.
Sonuç
olarak; gerçek sorunumuz faiz, enflasyon, kur değil... Bunların hepsi sonuç ve ne
yazık ki toplumun her kesimini etkileyen sonuçlar... Sebepleri ortadan
kaldırmadan sonuçları değiştirmek pek mümkün değildir. Yalnızca sonuçlara
müdahale etmeye çalışırsanız, kısa süreli faydalar yaratırsınız, sebepler
tedavi olmadıkça hastalık hep nüksedecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder