2018 YILINDA PİYASADAN ÖĞRENDİKLERİMİZ “FİNANSAL OKUR YAZARLIK”

Son yılların en hızlı ve en volatil piyasasını hem içeride hem dışarıda yaşıyoruz. Bu hareketlilik toplumdaki finansal okur yazarlık seviyesini arttırdı, çoğu kişi bankaların zorunlu karşılıklarını, ülkenin döviz rezervini, dış borç yükünü, politika faizini, geç likiditeyi, merkez bankası müdahale yöntemlerinin neler olduğunu, tahvili, Eurbond'u az çok öğrendi. Hatta bunlarında ötesinde swap faizlerini, merkez bankası sayesinde VİOP işlemlerini, kaldıraçlı işlemleri de öğrenerek yüksek lisans yaptı diyebiliriz. 

Geçtiğimiz haftalarda Google’ da en çok aratılan kelime “swap” olmuş idi. Merkez bankasından swap hamlesinin ilk haberi geldiğinde bu kelime insanlar arasında ciddi tartışmalara yol açtı, bu swap faizini kim alıyor, kim ödüyor, neyin nesi epey bir karmaşaya yol açtı ama neyse ki 2 gün içerisinde ne olduğunu gerek Twitter’dan gerekse Google’dan gerekse televizyonlardan vatandaş bir şekilde öğrendi. Yaşanılan piyasa şartlarında vatandaş faizi, kuru, enflasyonu, swap faizlerini, borsayı, viop işlemlerini, döviz rezervlerini daha aktif takip eder hale geldi. Neyse ki sonunda faiz-kur-enflasyon ilişkisi kabaca öğrenildi, 2018 boyunca daha temel olan bu tartışma hakimdi, “faizi indirirsek mi dolar düşer”, “faizi arttırsak mı dolar düşer” tartışması beni gerçekten üzüyordu, üstelik biz bu tartışmaları ekranlarda da izledik. Çok şükür artık kabaca konuya hakimiz, yaşayarak “o sıcak sobaya değip yanarak” hepsini öğrendik. Nihayetinde ne zaman faizi indirmeli ne zaman faizi arttırmalıyızı daha mantıklı konuşabiliyoruz.


Ekonomi ve piyasa maalesef çok sinsi bir alan, piyasa neden-sonuç ilişkilerindeki sonuç kısmını bize göstermeyi sona saklıyor. Öyle grip gibi değil, bir iki ilaç alıp bir haftada oldu bitti olmuyor; biraz daha ketum hastalık kansere benziyor; kimi nedenler çok sonradan sonuç veriyor.


Biz, 2018 de biraz geciken sonuçları yaşadık. Faiz artışında geç kalmamız, dış politikadaki uzun süren çözümsüzlükler, içeride uzayan seçim ekonomisi, ekonomik verilerdeki sinyallerin geç algılanması, bol ve ucuz para dönemi, 1800 lü yıllardan bu yana ispatlanan ekonomik kavramların "faiz-kur-enflasyon" tartışması bizi 2019 sonuna doğru bir dalgalanmaya itti. Nasıl ki kimi nedenlerin sonuçları sonradan sonraya geliyorsa bunların çözümü de bir günde olmayacak, o sebeple 2019 bizim için başarabilirsek bir soğuma ve yatay trende dönüşüm yılı olacak, bunu yaparken yeni nedenlerle 2020 ye sonuç bırakmamalıyız. Hata kaldırmayacak bir yıl yaşıyoruz.




Yorumlar

OKUNMASI ÖNERİLEN DİĞER YAZILAR